Herkesin bir hikayesi vardır ve herkes, birbirinin hikayesine bir
yerlerden dahil olabilir. Ancak bu hikayelerdeki birliktelikler,
bilimsel verilere dayanan bu 13 nedenle zarar görebilirler.
Bir
insanla iyi vakit geçireceğinizi anlamak, onu gördüğünüz ilk saniyeler
içerisinde anlayacağınız bir durum. Birçok ilişkimiz, kişileri
gördüğümüz o ilk anlara bağlı gelişiyor. Sonrasında ise her şey bir bir
önem kazanıyor.
Soyadınızdan ten kokunuza,
diksiyonunuzdan jest ve mimiklerinize kadar her şey karşınızdaki insanla
olan ilişkinizde bir role sahip. Elbette bazı şeyler değiştirilemez ama
bilim, insanların birbirlerinden nefret etmelerine neden olan duygusal
değişimleri de ele alıyor. Yapılan araştırmalar sonucunda insanların
birinden nefret etme nedenleri bir araya getirildiğinde 13 tane
birbirinden ilginç şey listeleniyor:
1. Facebook'ta çok fazla fotoğraf paylaşmak:
Balayı,
kuzenin mezuniyeti, düğün dernek ve bitmeyen enişte ziyaretleri… Son
yıllarda bir şeyi yaparken deneyimlemek için değil, diğer insanlarla
paylaşmak için yapıyormuşuz gibi.
2013'te yapılan bir
araştırma, Facebook'ta çok fazla fotoğraf göndermenin, gerçek hayattaki
ilişkilerinize zarar verebileceğini öne sürdü. Paylaşım yaparken diğer
insanların nasıl karşılayacağını iyi düşünmek gerekiyor. Bunu gören
insanların çoğu “Bakın ben mutluyum ehe :)” pozlarının gözlerine
sokulmasını istemiyor. Bizden söylemesi.
2. Facebook arkadaşlarınızın çok veya az olması:
“Arkadaşım
ne Facebookmuş!” dediğinizi duyar gibiyim ama arkadaşım kelimesini
kullandığınızın altını çiziyorum. 2008 yılında yapılan bir araştırmada
Michigan Eyalet Üniversitesi araştırmacıları, üniversite öğrencilerinin
kurgusal olarak hazırlanmış Facebook profillerine bakmalarını istedi.
Ardından bu profillerin öğrenciler tarafından hangi kriterlere göre
beğenildiği ortaya çıkartıldı: Arkadaş sayıları.
Bu
araştırmada ideal arkadaş sayısının 300 olarak belirlendiğinin ve
sonraki yıllarda yapılan bir araştırmada bu rakamın 338’e çıktığının
altını çizelim. Ne azı ne fazlası anlayacağınız…
3. Tanışır tanışmaz kişisel meselelerden bahsetmek, özelini paylaşmak:
Buna
başka bir dille “Kendini ifşa etmek” ya da “patavatsızlık” diyebiliriz.
Psikologlar, çok samimi bir konuyu yeni tanıştığınız bir kişiye
anlatmanın güvensiz bir hava yaratacağından bahsediyorlar. Bunlara
hobileriniz, en sevdiğiniz çocukluk anılarınız da dahil.
4. Birisi sizin hakkında konuşmadan ona kendiniz hakkında soru sormak:
Bu
madde de kendini ifşa etmeye benzer bir özelliği ele alıyor. Bilim
insanlarına göre bu ifşa süreci bireylerin arasında karşılıklı olarak
gelişmeli. Aksi takdirde sizi takmayan kişilere kendinizle ilgili
sorular sorarsanız, ilişkinizi yokuşa sürüyorsunuz demektir.
Araştırmacılar sürecin karşılıklı olarak ilerlemesi için tek bir şeyin
varlığına işaret ediyorlar: Sevgi.
5. Yakın plandan çekilmiş profil fotoğrafı yayınlamak:
California
Teknoloji Enstitüsü’nde yapılan bir araştırmaya göre, maksimum 45
santimetreden çekilen fotoğrafların, minimum 135 santimetreden
çekilenlere göre daha az çekici olduğu anlaşıldı. Bu durum özellikle iş
dünyasının fink attığı LinkedIn gibi platformlarda altın değerinde. Aman
dikkat.
6. Duyguları gizlemek:
Araştırmalar, gerçek duygularınızın etkisi altında olan davranışlarınızı sergilemenin daha doğru olduğunu söylüyorlar.
İnsanlar
ayrım gözetmeden yakın ilişkiler kuramazlar. Yatırımlarına en güzel
karşılığı verecek insanları ararlar ve duyguların gizlendiği anlar bu
ilişkilere belirsizlik ve ilgisizlik olarak kodlanırlar. Sonuç hüsran.
7. Çok güzel davranmak:
Bir
önceki maddeye dayanarak, “Duygularım bunu gerektiriyor, bir kişiye
güzel davranmak ihtiyacını hissediyorsam davranırım” diyebilirsiniz. Bu
konuda 2010 yılında yapılan bir araştırma, “Fedakar olmanın iticiliğini”
ortaya çıkartmış. Hem arkadaş gruplarında hem de özel ilişkilerde aynı
durum geçerli.
Ne kadar fedakar olursanız, karşınızdaki birey bu durumdan o kadar çok rahatsız oluyor. Dozunu iyi tutturmakta fayda var.
8. Mütevazi bir şekilde övünmek, kişisel güzelleme yapmak:
Bazı
insanlar, arkadaşlarını ve potansiyel işverenlerini etkilemek için
özeleştiri yoluyla gizlice övünürler. Harvard Business School'da yapılan
yakın tarihli bir araştırma, bu durumun neden olacağı vahim sonuçlar
konusunda uyarı niteliği taşıyor. Özellikle bir iş görüşmesi sırasında
karşınızdaki yetkililere şeffaf davranmanın önemli olduğu belirtiliyor.
9. Gittikçe gerginleşmek, stresli olmak:
Araştırmalar,
sinir harbi esnasında ter kokunuzun değiştiğini gösteriyor. Yani bu
durumun yalnızca psikolojik değil kimyasal bir etkisi de mevcut. Stres
kaynaklı terleme, yakın çevrenize biyolojik olarak uyarılar veriyor.
Aynı zamanda olurda siz stresinizi saklasanız bile biri varsa
garipsemeyin, uyarıyı çoktan almış demektir.
10. Gülümsememek:
Özellikle
gergin durumlarda gülümsemek çoğu kişi için zordur. Bu fiziksel durumun
etkinliğini araştıran yüzlerce araştırma gülümseyerek kurulan
ilişkilerin daha samimi olduğunu doğrular nitelikte. Aynı zamanda
gülümseyerek tanıştığınız bir kişinin sizi unutma ihtimali de azalıyor.
11. Karşınızdakini sevdiğiniz halde, onu sevmiyormuş gibi davranmak:
Birinin
bizi sevdiğini düşündüğümüzde, biz de onu sevmeye eğilimli oluruz. Aynı
şey bir grup içinde sevilen bireyin o gruba sevgi beslemeye
başlamasıyla da açıklanabilir. Araştırmalara göre sevgi tek taraflı
başlasa dahi karşılık bulmadığı sürece devam eden bir süreç değildir.
Sevgiyi
gizlemek ise karşınızdaki insanın yukarıdaki birkaç maddeyi aynı anda
yaşamasını sağlıyor: Duygularınızı gizlediğiniz için samimiyetsiz
olduğunu düşünüyor ve güvensizlik hissi artıyor. Hissettiğiniz sevgiyi
belli etmezseniz, potansiyel olarak onu bitirirsiniz.
12. Zor okunnan bir isme sahip olmak:
Listenin
en saçma sapan maddesi olabilir ve gerçekten hiç adil bir durum değil.
Ancak bilim sadece güzel şeyleri kanıtlamakla yükümlü değildir.
Melbourne
Üniversitesi, Leuven Üniversitesi ve New York Üniversitesi'ndeki
araştırmacılar tarafından yapılan 2012 tarihli bir çalışmada
katılımcılara sahte bir gazete haberi okutuluyor. Haber, yerel seçimlere
adaylığını koyan bir adamla ilgili ve o kişinin adı sürekli değişiyor.
Lazaridis veya Paradowska gibi kolay okunabilen isimlerin yanı sıra
Vougiouklakis ve Leszczynska gibi ne idüğü belirsiz isimler aynı haberde
kullanılıyor. Sonuç tahmin edebileceğiniz gibi, basit isimli kişilerin
daha iyi bir aday olacağı savını destekliyor.
13. Sık sık ünlülerden bahsetmek:
Konuştuğunuz
insanların ilgilerini kazanmak ya da kaybetmemek için ünlülerden bahis
açmak mantıklı gelebilir, ancak bilime göre öyle değil dostlar.
Zürih
Üniversitesi'ndeki araştırmacılar “name-dropping” denilen bu olayın
(bizde de zenginin parası ve züğürdün çenesi derler) güvensizlik kaynağı
olduğunu söylediler. Hatta ünlü birilerinin yakını olduğunuzdan
bahsetme durumları da bu gruba giriyor (Buna da bizde biraz ufak atta
civcivler yesin derler).
Kaynak: http://www.webtekno.com/ içeriği ile karma düzenlenmiştir.insanın ve doğanın ve evrenin harikalarını yakalayan Bilim Go Science okumaya devam ediniz.